27 Temmuz 2014 Pazar

Kumkurdu

Bazı kitaplar vardır, çocuklar için yazıldığı düşünülen ama büyükler okuduğunda onların baş ucu kitabı haline gelen, defalarca keyifle okunan. Kumkurdu bu kitaplardan biri, belki de en özellerinden. Evet, ufaklıklar tarafından gerçekten çok seviliyor haklı olarak ama sanırım daha çok biz büyüklere yani sürekli olarak işleriyle veya başka şeylerle meşgul olup anne baba olmanın keyfini tam yaşayamayan ve yaşatamayanlara hitap ediyor gibi. Kumkurdu ile kendinize özel bir zaman yaratabilir birlikte keyif alabilirsiniz yumurcağınızla.
Kitabı siz okuyun ona ve bu enfes kitap eşliğinde birlikte gülün, birlikte hüzünlenin, birlikte düşünün ve her şeyden de önemlisi sonsuz sevginizi hissedin... Alt tarafı kitap işte deyip geçmeyin; bazı kitaplar yüreklerinize özel dokunuş gücüne sahip olabiliyor ve sihirli değnek etkisi gerçekleştirebiliyor hayatınızda siz hiç fark etmeden. Belki bu sihirli değnek etkisi size yatlar, katlar, hanlar, hamamlar,... getirmiyor ama size hissettirdiklerinin yanında maddi değerler boş geliyor. Kitabı aldığınız gibi kendinizi çocuğunuzla birlikte Zackarina ve Kumkurdu'nun maceralarına ve keyifli sohbetlerine bırakın. Sevgi ve güzelliklerle işlenmiş umut dolu yarınlara...Keyifli okumalar...

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Şipşak Hayaller Dükkanı

Yaz tatili geldi, bitiyor bile neredeyse. Yaza dair hayaller kuruldu, planlar yapıldı; şimdi rahatlama ve eğlence zamanı. Eminim alış veriş de yapılacaktır şimdi, bu keyifli günler için. Peki, sizi özel bir dükkâna davet etsek, bu dükkanın içinde sadece masallarda kullanılan sihirli eşyalar olsa, ne dersiniz? Biraz şaşırtıcı olabilir belki ilk duyduğunuzda ama düşününce insanın yüzünde bir gülümseme uyandırıyor ve bir heyecan dalgası oluşuyor. Belki sizler de değil ama ufaklıklar böyle hissettiklerini söylüyorlar. İçinde macera, sihir, heyecan hepsinden biraz var. Tam da tatillik kitap dizisi aslında yormadan, rahatlıkla okunan. Biz büyükler biraz fazla önyargılıyız bu tarz kitaplara ama çocuklar büyünün ve masalların gerçek olmadığını bilecek kadar yaşadıkları dünyanın farkındalar. Bu konuda endişelenmeyin lütfen. Bir süre sonra zaten kendiliklerinden sizin okumanızı istediğiniz öğretici ve felsefi yanı ağır basan kitaplara geçiş yapıyorlar. Aslında ben biraz farklı düşünüyorum sanırım fantastik kitaplar için. Her biri çocukları ayrı bir dünyaya götürürken karakter oluşturmayı ve kurgu yapmayı öğretiyor en başta ve gerçekten de kitaplara öcü muamelesi yapanlar bile ellerine aldıklarında keyif aldıklarını itiraf ediyorlar. Eğer evde çocuklukla ergenlik arasında gelgit yaşayan bir minik canavar varsa -ki bende bir tane var :)- ve tatil için de kitap arıyorsanız hiç düşünmeyin hemen alın deriz bu üç kitaptan oluşan seriyi. Şimdiden iyi tatiller ve bol hayalli okumalar…. :)

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Değer Mi Değer

Ben bir yazar değilim, kitap yazmaya hiç yeltenmedim. Belki tembelliğimden, belki içimdekiler henüz olgunlaşmadı ya da yazmak için yeterli değilim. Yazmamamın sebebi hepsi de olabilir, hiçbiri de bilemiyorum ya da biliyorum da kendimde kalsın diye uğraşıyorum :) Zevzeklik bir tarafa, benim böyle bir yeteneğim yok; olana ve kitaplara ruhlarını üfleyenlere de saygım sonsuz.
Yazma konusunda yeteneksiz olabilirim ama bir kitabın reyonlarda yerini almaya nasıl hazırlandığını artık öğrendim:) İki yıldır minik yazarlarımızla elimizden geldiği, imkanlarımızın elverdiği ölçüde kitaplarımızı çıkartmaya çalışıyoruz okulca. Geçen yıl Acemi kalemler Meclisi ile başladık yolculuğa; bu yıl da Değer Mi Değer geldi. Değdi mi diye soracak olursanız bence değdi. Oldukça görkemli kitap kapağımız kuzucukların devleşen kalemleri ile birleşince ortaya gerçekten çok güzel bir kitap çıktı. Bu kitaba nasıl ulaşabiliriz diye düşünenler varsa hımmm üzgünüm ama biraz bize özel bir kitap oldu: kendin pişir kendin ye misali :) Biliyorum bu yazı diğer tanıtım yazılarından farklı. Normalde bu blogda çocukların gözünden kitap önerileri veriyordum ama onların eserlerinin de taçlandırılması gerektiğine inandığım için sizleri bu sefer onların kitaplarıyla tanıştırayım dedim. Umarım bu kitapların devamı gelir ve bir gün yazar olamasalar bile bulundukları her yerde düşünceleriyle, sözleriyle fark yaratan bireyler olurlar.....


Yine Yeniden Merhaba...

Uzunca bir süredir sesim soluğum çıkmıyor buralara uğramıyordum. Bu durumdan hiç memnun değildim hatta suçluluk duygusuyla içimi kemiren tuhaf duygularla da cebelleşiyordum. Yoğun tempo, birden fazla işe yoğunlaşmaya çalışan bir beyin... Durdum, tıkanıp kaldım sonunda. Biraz dinlenip kafamı toparlayınca yeniden hem de şiddetli bir şekilde yazma isteği duydum. Velakin geri geldim, kaldığım yerden başınızı kuzucuklarımın sözleri ve görüşleri ile şişirmeye :)

7 Nisan 2014 Pazartesi

Çizgili Pijamalı Çocuk

Dünya üzerinde bazı olaylar ve kişiler vardır göz bebeklerimizin onları bilmesini ya da tanımasını hiç istemeyiz. Mümkün olsa o isimleri ve olayları, onlar için yeryüzünden sileriz. Ama maalesef ki ne kadar çabalarsak çabalayalım onlar, bizim bile kabullenmeyi reddettiğimiz acı gerçeklerle karşılaşırlar öyle ya da böyle... Günün birinde öğretmenleri bir kitap verir ellerine ve toz pembe dünyalarından sıyrılıp neden öldüklerine bir türlü anlam veremedikleri Bruno ve Shmuel adlı hiç tanımadıkları iki çocuk ve bir sürü büyük insan için gözyaşı döküp yas tutmaya başlarlar. "Hayat bu mu ? İnsanlar bu kadar korkunç mu?" gibi bir sürü soru art arda sıralanır. Hüzün ve öfke bulutları her yeri kaplar. Hani insanlık, sevgi? Nerede güzellikler? Hani hep iyiler kazanırdı? Minicik dünyalarında bomba etkisi yaratır kitap. Benim kuzucuklarımın çoğu Nazi felaketi ile bu kitap sayesinde tanışmak zorunda kaldılar. Çok üzüldüler yaşananlara, aynı zamanda da insanlığın ve dostluğun her şeyin çok ötesinde olduğunu da gördüler. Fantastik kitapların büyülü ve gizemli dünyasından bu kadar çabuk çıkıp gerçek dünyaya adapte olmalarını açıkça çok beklemiyordum. Acabalarım vardı fazlasıyla ama minik bedenlerin kocaman yüreklere sahip oldukları kadar kocamaaaan bir düşünce dünyaları olduğunu bir anda unutuvermişim. İçindekiler can acıtsa bile çok sevdiler kitabı. Ben okuttuğum için pişmanlık duymadım, sizlerin de pişman olacağınızı zannetmem. Hatta kitaptan sonra tarihte küçük bir yolculuk da yapabilirsiniz. Aman mendillerinizi unutmayın lütfen, bizden söylemesi.Umarım bundan sonra hiçbir zaman diğer tarafına geçeceğimiz tel örgüler olmaz temennisiyle, iyi okumalar...

29 Mart 2014 Cumartesi

Yemeğini Arayan Tırtıl

Geçen yıl okulca sevimli bir tırtılla tanıştık ve o tırtılı gerçekten çok sevdik. Hatta bazı çocuklar o kadar çok etkilendiler ki bu tırtıldan, işi abartıp kavanozda tırtıl beslemeye bile kalktılar:) Bu işin şaka kısmı tabi ama kitap çocukları gerçekten farklı diyarlara götürdü, fazlasıyla heyecanlandırdı. Koskocaman olan bizler bile hem karnını doyurmaya çalışan hem de her yeri merak edip gezmek isteyen ve bu sırada açlığını bile unutan sevimli tırtıla hayran olduk. İçeriğiyle olduğu kadar görselliğiyle de insanı büyüleyen bu kitap hiç de yabana atılacak cinsten değildi doğrusu. Yaşları küçük bile olsa kuzucuklar iyi ile kötüyü birbirinden rahatlıkla ayırıp iyi olanı baş tacı etmesini biliyorlar. Aslında biraz da kendilerini buldular sanırım kitapta. Karşılarında bilmedikleri ama merak ettikleri kocamaaann bir evren var. Her şeyi öğrenmek için de can atıyorlar. (Bu yüzden özellikle anne babalara yani bizlere bıkıp usanmadan sordukları sorularla bizleri "İmdaaaaatttt!" moduna fazlasıyla getiriyorlar, orası da ayrı:) ) Sadece bu kadar mı, istedikleri bir etkinliğe dalsınlar bakalım, açlıklarını bile unutuyorlar; etkinlik bittikten sonra ancak ben acıktım boyutuna geçiyorlar. Çocukluk güzel bir zaman dilimi sonuçta. Hele ki o değerli zaman diliminde biz büyükler göz bebeklerimizi güzelliklerle buluşturursak sonuçları varın siz tahmin edin. Biz okuduk ve sizlerin de beğenisine sunuyoruz. Gerisi sadece sizlerin ufaklıklarla kitapçıya gitmenize kaldı. Keyifli okumalar..

20 Mart 2014 Perşembe

Belleğini Yitiren Tilkinin Öyküsü

Yaşlılık, ölüm minik bedenlere çok uzak kavramlar gibi geliyor hep bana, öyle olmadığını bilsem de. Bu ürkütücü ve üzücü kavramları kuzucuklara nasıl anlatırız ki onları korkutup acıtmadan, kafamda hep soru işaretleri var bu konuda. Onlar üzülmesin ama bunun da doğal bir süreç olduğunu bilsinler. Neyle karşılaşacağımı tam bilmeden sınıfa okuyuverdim kitabı. Sessizce ama ilgiyle dinlediler. Karşımda sekizinci sınıf öğrencileri vardı ama kitap onların bile ilgisini çekti. Her şeyi bilmek, uzun yaşamak, yaşlılık ve ölüm gibi konular üzerine epeyce konuştuk okuma sonrasında. Kabullenmesi zor konular olsa da sohbet oldukça keyifli geçti. Ortak noktada buluştuk sonunda, yaşamın uzunluğu değil; niteliğiydi önemli olan. Kurt kocayınca.... demeden de geçemedik tabi bu arada :) Çocuklarıyla vakit geçirmek isteyen herkes için oldukça keyifli ve düşündürücü bir etkinlik kitabı bizce. İyi okumalar...